21 Eylül 2013 Cumartesi

Cevizli Kurabiye Tarifi

Sabah kurabiye yapayim dedim, netten buldugum tarifleri kendi capimda degistirip, ana tarif www.portakalagaci.com dan. Soyle birsey yaptim, lezzetli oldu:
2 yumurtanin sarisi
2 fincan yogurt
2 fincan toz seker
1/2 paket tereyag
1 fincan findikyag
12-13 fincan tam bugday unu
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
Istenildigi kadar iri dovulmus ceviz

Oncelikle yumurta sarisi, seker, yogurt ve yagi karsitiriyouz, uzerine un, ardindan diger malzemeleri karistirip sekil veriyoruz, sarilarini kullandigimiz yumurtalarin beyazlarini da kurbislerini uzerine surup dogru firina (onceden isinmis), 180c ve 20 dakika yeterli. Afiyetler olsun...




16 Eylül 2013 Pazartesi

Annelik hiç bitmeyen vicdan azabıdır


Annelik, hiç bitmeyen vicdan azabıdır diye bir cümle okumuştum biryerlerde...Ne kadar doğruymuş...Hele de çalışan bir anne için...
Sürekli yeterince vakit geçirememenin sıkıntısı ya da beraber geçirilen vaktin asla yeterli gelmemesi diyeyim, bir de benim gibi seyahatleriniz oluyorsa acaba küser mi, gelince nasıl tepki verecek vs. gibi soru işaretleri oluyor.
Trafik, iş yemeği, seyahat gibi sıklıkla yaşadığım sebeplerle eve geç gidebiliyorum ve en ufak bir gecikme bile beni strese sokmaya, oğlumdan zaman çalıyorum düşüncesine itmeye sebep oluyor.
Bolca vaktimizin olduğu haftasonları ise, aman kriz çıkacak mı (malum Terrible 2 durumları), yemeğini yer mi, napsak nereye gitsek, erken gidelim trafiğe kalmayalım gibi telaşlarla geçip gidiverince, pazar akşamı beni alıyor bir hüzün. Yok olmadı bu haftasonu da yeterince oynayamadım Demir'le, boyama da yapmadık, yine yemedi diye üzülerek geçti iki gün, diye diye pazartesini buluyoruz.
Öyle bir döngü ki bu, sanki aman daha iyi olsun, şunu da yapayım bunu da kotarayım dedikçe, ıııhh olmuyor. Artık kabulleniyorum aslında hiç bir zaman yetişemeyeceğim herşeye (!) ve aslında hiç birşey tam istediğim gibi olmayacak annelik, evlilik, iş hayatı, ev işleri ve sosyal hayat anlamında.
Sanırım tüm bu duyguların derinliklerinde Demir'i iyi yetiştiremeyeceğim gibi bir korku var. Yeterince sevgi, ilgi ve güven hissetsin, gerçekten kaliteli zaman geçirsin- illa ki, moda deyimiyle full aktivite yapsın demiyorum, ama açık havada bol bol koşsun oynasın, yaşıtlarıyla bir araya gelsin, algılarını açacak yeni şeyler görsün istiyorum.
Elimizden geldiğince de yapmaya çalışıyoruz. Genel olarak haftaiçi programımız şöyle:
Sabah 06.00-07.00 arası kalkış ve önce babaya, sonra anneye hazılıklarında yardım :)
07.30 da bakıcı teyzemizin gelmesi ve benim evden çıkmamla beraber (ki bu bazen 10-15 dakika sürebiliyor Demir'in bana naz yapma kapasitesine bağlı olarak), günü beraber geçirmeye başlıyorlar. Kahvaltı-park-meyve saati-uyku-oyun-öğle yemeği-oyun-uyku-park gibi bir düzen var hafta içi.
Normal şartlarda 18.30 gibi geldiğimde bizimkiler sitenin parkında oluyorlar.
Eve çıkıp yemek hazırlıklarına girişiyoruz, baba evdeyse bu esnada onunla oyun (genelde futbol ya da batkeeeettt).
Yemek sonrası, meyve atıştırırken kitap okuma, dans etme ya da haftada bir iki akşam çizzz (çizgi film) izlemece.
Zaten bu arada saat 20.00 oldu bile, banyo saati, süt ve uyku. Uykuya geçiş çoğu zaman 45 dakika civarı sürüyor, havhava süt içir, eee eee yap, öpüş, sarıl, kalk, babayı çağır, bay bay yap, su iç, tekrar mama (süt) derken, Zzzzz...
Gecelerimizi pas geçiyorum burada anlatmıyim, zira şanslıysak hala 1-2 kez uyanıyor bizimkisi (hatırlatayım 2 yaşına sadece 2 hafta kaldı, yani uykusu 2 yaşında düzelir hikayesi de şehir efsanesiymiş).
Gelelim haftasonlarına...Cumartesileri, 14 aylıktan beri sabahları MyGym e gidiyoruz, çok alıştı Demir mekana ve eğitmenlere, çok seviyor. Oradan çıkıp, alınacak, verilecek birşeyler varsa büyük ihtimalle vazgeçilmezimiz Palladium'a, yoksa ve hava güzelse dışarda vakit geçirebileceğimiz bir yerlere (sahil, cadde gibi) gidiyoruz. Demir uyudu, uyandı, yemek yedik falan derken akşam oluyor ve eve dönüyoruz.
Pazar günleri, evde ya da dışarda kahvaltının ardından, varsa farklı bir program oraya (ki çoğunlukla birşeyler oluyor) yoksa evde ya da semtimizde takılmaca. Misal bu pazar bebek şenliğine gittik, gerçi kalabalıktan birşey anlamadık ve çocuğu parka bile sokamadık ama napalım değişiklik oldu işte.
Tabi bu arada, haftasonları yemek ve uyku düzeni diye bir kavramımız olmadığını da söylemeden geçemeyeceğim. Sanırım çalışan annelerin ortak noktalarında biri de bu.
Bakmayın böyle hafif şikayet ve hayıflanma içeren sözler sarfettiğime, Allah'a çoook şükür, sağlıklı ve mutlu bir yavrumuz var. Allah hep iyilerle karşılaştırsın ve sağlıklı, şansı bol, uzun ömürler versin tüm yavrulara...Gerçekten sağlık olsun da gerisi teferruat...
Ben (ve eminim ki benim gibi tüm çalışan anneler) yine tüm kaygılara, vicdan azaplarına rağmen, yoğun çalışma hayatıyla beraber anneliği öğrenmeye ve yaşamaya devam edeceğim heyecanla ve sevgiyle...

Demir 23 aylık