28 Ocak 2014 Salı

Demir'in Tiyatro Maceraları

Bir süredir aklımda olmasına rağmen acaba ilgisini çeker mi, korkar mı ya da oyun süresi boyunca oturur mu gibi soru işaretleriyle cesaret edememiştim Demir ile tiyatroya gitmeye.
Zaten biraz araştırdığımda gördüm ki, oyunların çok azı +2 yaş grubu için, genellikle +3 ten başlıyor.
Ama bir arkadaşımın tavsiyesiyle Kasım sonu, +2 ye uygun olan İstanbul Şehir Tiyatrolarının Boncuk isimli oyununa gittik.
Boncuk gerçekten çok güzel bir oyun; bir ev köpeğiyle, sokak kedisinin arkadaşlığını anlatıyor. Demir salona girmemizle beraber şaşırdı, koltukta oturup etrafı izledi, oyun başlayınca dikkat kesildi. İlk başlarda şaşkın ve çekingen halleri devam etse de, kısa sürede müziklere alkışlarla ve figürlerle eşlik etti, bolca güldü. Kısacası, yaş grubuna uygun bu oyunu çok sevdiğini söyleyebilirim.
Ilk tiyatro maceramızın bu kadar olumlu geçmesinin motivasyonuyla hemen yine Şehir Tiyatrolarından başka bir oyuna bilet aldım: Üç Kardeş ve Muhteşem Kurt adlı kukla tiyatrosuna.
Öncelikle bu oyunun Demir ve tabi ki benim için ayrı bir özelliği oldu, ondan bahsedeyim. Demir, oyunun Kadıköy'de olmasından dolayı ilk kez metroya bindi ve beraberce tüm gün oyun sonrasını da Kadıköy'de başbaşa yemek yiyerek ve gezerek geçirdik.
Gelelim oyuna; oyun aslında +3 yaş için ve de kukla tiyatrosu. Bu yüzden çekinerek gittim ve sıkıntı olursa hemen çıkarım diye düşündüm. Demir tiyatroya isteyerek gitti, yerine yerleşti, etrafını izlemeye koyuldu. Bir önceki oyundan farklı olarak, muhtemelen kuklalar yerine insan beklediğinden daha şaşkındı ve gözü sürekli sahnenin yan tarafındaki hoparlördeydi, sesin kuklalardan mi yoksa hoparlörden mi geldiğini anlamaya çalıştı, derken adapte oldu ve ''kurt, kurt'' deyip, alkışlamaya ve şarkılara tempo tutmaya başladı. Ve bu oyundan da mutlu ayrıldık.


Amacım tabi ki çocuğu her hafta bir oyuna götürerek sıkmak, boğmak degil ama ayda, iki ayda bir tiyatroya gitmek, hem beraberce yaptığımız, kaliteli zaman geçirdiğimiz bir aktivite oluyor hem de umuyorum ki Demir ilerde de devam edecek, tiyatroya gitmek gibi güzel bir alışkanlık kazanmış oluyor. Ayrıca, tiyatronun çocuğun sosyal gelişimine katkıları da yadsınamaz, konuyla ilgili şöyle bir yazı var okumak isterseniz: Çocuk Gelişimde Tiyatronun Yeri.
Bundan sonra gideceğimiz oyun Tiyatro Mie'nin bir oyunu: Bremen Mızıkacıları. 22 şubattan sonra bu oyun ile ilgili yorumlarımı da yazacağım. Müzikal bir oyun olduğu için Demir'in çok keyif alacağını düşünüyorum, umarım öyle olur.
Tiyatro Mie, cok methini duyduğum bir tiyatro topluluğu. Farklı sahnelerde oynuyorlar, mybilet ten ve kendi sayfalarından takip edebilirsiniz. Ve en güzel haber, +2 ye hitap eden birçok oyunları var.
Şehir tiyartolarının avantajı, tabi ki bilet ücretlerinin çok daha makul olması ve hem Anadolu hem Avrupa yakasında sahne seçenekleri olması, ama değişkenlik gösterdiğinden sıkı takip etmek gerekiyor, hangi oyun, ne zaman, hangi sahnede...

Benim önümüzdeki aylar ve muhtemelen yıl için belirlediğim oyunlar:
Şehir Tiyatrolarından Uğurböceği, Boya Benek oyunları ile; Tiyatro Mie'nin Küçük Balık Bambam, Kırmızı Başlıklı Kız, Heidi, ve Parmak Çocuk.

Yazıyı bitirmeden önce Ataşehir belediyesinin konuyla ilgili bir etkinliğinden de bahsedeceğim: 4.Çocuk Tiyatroları Festivali. Malum sömestre tatilindeyiz, bu tatilde çocuklar bol bol tiyatroya gitsin! Linkteki programı inceleyip, ücretsiz biletlerinizi Novada alışveriş merkezinden alabilirsiniz. Malesef biz bu sene festivalden yararlanamıyoruz çünkü tüm oyunlar daha büyük yaş grupları için, ama seneye acısını çıkarırız diye umuyorum :)
Herkese bol tiyatrolu günler dilerim.