5 Haziran 2014 Perşembe

Oyun Grubu(m)

Anne olduğumdan beri interneti daha aktif kullanır oldum. Facebook, twitter gibi platformlar dışında sadece ebeveynlere özel, nurturia gibi siteleri ya da bazı blogları daha yakından takip eder oldum, hatta şu an okumakta olduğunuz bu blogu yazmaya başladım.
Yaklaşık 1 sene kadar önce facebookda dolaşırken ''Anadolu yakası montessori anneleri'' grubunu gördüm, sonrasında Ataşehir grubu olarak buluşmalara başladık. Gruba liderlik eden arkadaşımız Elif'in çabalarıyla da bugünlere kadar geldik, eksilsek de, yeni arkadaşlar katılsa da...
İlk mekanımız Lolipop parti eviydi. Burası sıcak, samimi bir mekan. Birkaç ay cumartesi sabahları düzenli buluşma mekanımız oldu.

Lolipopta bir boyama aktivitesi
Sonrasında yine grupta oluşan fikirler neticesinde gel oyna atölyesine gitmeye başladık. Burada çocuklar kah içerde ahşap oyuncakları tanırken, kah dışarda bahçede oynarken, biz anneler de Şule hanımdan çocuklarımızla nasıl daha etkin oyun oynayabiliriz konusunda bilgiler aldık. Grubumuz bu esnada büyümüştü, fakat, organize olmak, her hafta aynı saat için mekana söz vermek mümkün olamamaya başladı.
Geloynada
Bu sırada, hep aklımızda olan anaokulu fikrine odaklandık. Gruptaki arkadaşlarımızın araştırmaları sonucunda, uygun bir yer bulduk: Akıllı Çocuklar Anaokulu. Herkesin kolaylıkla ulaşabileceği, okulun sahibesi Hande Hanımın ve öğretmenimiz Seyhan'ın cumartesi günlerinden fedakarlık yaparak bize kapılarını açtığı bir yer... Her cumartesi yaklaşık 2 saatimiz burada geçiyor, önce aktivitelerimiz: parmak boyama, toz şeker boyama, kutuya çubuk atmaca, paraşütte gazete yırtmaca, marakas yapımı, şönile boncuk dizme gibi. Sonrasında ya oyun odasında oyun ya da bahçede koşmaca, oynamaca...Yaklaşık 8-9 çocuk oluyor en fazla ve artık birbirlerini tanıdıklari için çok keyifle oynuyorlar.
Demir, her cumartesi ''okul, okul'' diye sayıklıyor ve isteyerek gidiyor. Tahmin ediyorum ki, kreş dönemi için çok büyük avantaj olacak bu durum.
Şu sıralar, yaz döneminin gelmesi ve tatillerin başlamasıyla beraber, düzenli katılım olamayacağından anaokulundaki oyun grubu buluşmalarına ara vereceğiz ama uygun oldukça parklarda, bahçelerde buluşarak, çocukları bir araya getitmeye çalışacağız bu 2-3 ay.
 
Bahçede boyama etkinliği

Paraşüt
Tüm bu buluşmalardan keyif alan sadece Demir değil elbette, ben de koşarak gidiyorum her cumartesi oyun grubuna, ya da düzenleğimiz başka buluşmalara. Örneğin çocuklarla gittiğimiz tiyatro oyunları gibi...Ve heyecanla anlatmayı beklediğim kızkıza ve ailece buluşmalarımız...

Baktık ki grubun anneleri çok iyi anlaşıyor hemen farklı organizasyonlar da planladık. Yıllardır gönlümüzce eğlenmeye hasret bir grup olarak çıktık bir akşam bol bol dans ettik, güldük, eğlendik. Çocuklar evde babalarla kaldı. Ohh sefamız olsun, nasıl iyi geldi. İşin beni daha da mutlu eden tarafı, ilk tanıştığımızda tek ortak noktası bebekleri olan bu grubun bu kadar iyi anlaşması oldu.
Sadece annelerin iyi anlaşması da yetmedi, hadi eşlerle de buluşalım dedik. Hemen güzel bir kahvaltı-piknik organize ettik Şile yolunda. Hem çocuklar oynadı, hem de bizler sohbet edip nefis bir kahvaltı yaptık.
Piknik
Velhasıl hem Demir'in, hem de bizim tatlı bir arkadaş grubumuz var. Umuyorum ki Demir'e yıllar sonra da böyle isteyerek görüşebileceği, taa 2 yaşından beri arkadaşız diyebileceği, çocukluk arkadaşlıkları kazandırıyorumdur...Ve umuyorum ki Demir'in bana kattığı onca şeyden biri de bu tatlı annelerin arkadaşlığı olacaktır...

Demir'den Merin'e, İpek'e, Beril'e, Aren'e, Emir'e, ve diğer arkadaşlarına öpücükler...
Benden de Elif'e, Yasemin'e, Handan'a, Nalan'a, Özlem'e, Nuran'a...
Sizleri tanıdığımız için çok mutluyuz!


4 Haziran 2014 Çarşamba

Kaz Dağlarında Tatil

Demir büyüyor...2,5 yaşında oldu bile. Dili açıldı, sürekli konuşuyor :) Bezi bıraktı...Beraber vakit geçirmenin çok keyif verdiği zamanlar...
Tatile gitmek, gezmek de hem daha kolay hem de daha eğlenceli artık.

1 mayıs tatilinde, çok sevdiğimiz arkadaşlarımızla beraber Kaz Dağları bölgesine gittik. Küçükkuyu'ya yakın Yeşilyurt köyünde harika bir konakta kaldık: Kısık Konağı
Hem çevreye hem de otele tam anlamıyla bayıldık.
Sıcacık bir aile ortamı yaratmış Yalçın Bey ve Sevgi Hanım bu güzel konakta...Mis gibi mezeleri ve harika kahvaltılarıyla midelerimizin de 4 gün boyunca bayram ettiğini söylemeden geçemeyeceğim.
Otel ve çevresi çocuklar için de çok uygun ve eğlenceli. Konağın avlusunda gönüllerince koşup oynamak, birbirlerinin odalarına gidip çizgi film izlemek en sevdikleri aktivitelerdi gezi boyunca.
Çevre ise harika...Yeşilyurt köyü çok sevimli bir yer. Küçükkuyu merkeze yakınlığı avantaj. Muhteşem manzarasi olan Zeus Altarı mutlaka görülmeli. Yine sevimli bir köy olan Adatepe de hemen altarın aşağısında.
Assos da çok yakın, turistik çarşısı görmeye değer. Assostan Küçükkuyu'ya dönerken deniz kenarında çok güzel yerler bulabilirsiniz ve manzara eşliğinde yemek yiyebilirsiniz.
Kısacası, farklı, huzurlu, bol yürüyüşlü, çocukların da bol oksijen içinde koşup oynayacağı bir tatil için mutlaka tavsiye ediyorum.

Zeus Altarı

Adatepe Köyü


Zeus Altarından manzara izleyen Demir :)
 

28 Ocak 2014 Salı

Demir'in Tiyatro Maceraları

Bir süredir aklımda olmasına rağmen acaba ilgisini çeker mi, korkar mı ya da oyun süresi boyunca oturur mu gibi soru işaretleriyle cesaret edememiştim Demir ile tiyatroya gitmeye.
Zaten biraz araştırdığımda gördüm ki, oyunların çok azı +2 yaş grubu için, genellikle +3 ten başlıyor.
Ama bir arkadaşımın tavsiyesiyle Kasım sonu, +2 ye uygun olan İstanbul Şehir Tiyatrolarının Boncuk isimli oyununa gittik.
Boncuk gerçekten çok güzel bir oyun; bir ev köpeğiyle, sokak kedisinin arkadaşlığını anlatıyor. Demir salona girmemizle beraber şaşırdı, koltukta oturup etrafı izledi, oyun başlayınca dikkat kesildi. İlk başlarda şaşkın ve çekingen halleri devam etse de, kısa sürede müziklere alkışlarla ve figürlerle eşlik etti, bolca güldü. Kısacası, yaş grubuna uygun bu oyunu çok sevdiğini söyleyebilirim.
Ilk tiyatro maceramızın bu kadar olumlu geçmesinin motivasyonuyla hemen yine Şehir Tiyatrolarından başka bir oyuna bilet aldım: Üç Kardeş ve Muhteşem Kurt adlı kukla tiyatrosuna.
Öncelikle bu oyunun Demir ve tabi ki benim için ayrı bir özelliği oldu, ondan bahsedeyim. Demir, oyunun Kadıköy'de olmasından dolayı ilk kez metroya bindi ve beraberce tüm gün oyun sonrasını da Kadıköy'de başbaşa yemek yiyerek ve gezerek geçirdik.
Gelelim oyuna; oyun aslında +3 yaş için ve de kukla tiyatrosu. Bu yüzden çekinerek gittim ve sıkıntı olursa hemen çıkarım diye düşündüm. Demir tiyatroya isteyerek gitti, yerine yerleşti, etrafını izlemeye koyuldu. Bir önceki oyundan farklı olarak, muhtemelen kuklalar yerine insan beklediğinden daha şaşkındı ve gözü sürekli sahnenin yan tarafındaki hoparlördeydi, sesin kuklalardan mi yoksa hoparlörden mi geldiğini anlamaya çalıştı, derken adapte oldu ve ''kurt, kurt'' deyip, alkışlamaya ve şarkılara tempo tutmaya başladı. Ve bu oyundan da mutlu ayrıldık.


Amacım tabi ki çocuğu her hafta bir oyuna götürerek sıkmak, boğmak degil ama ayda, iki ayda bir tiyatroya gitmek, hem beraberce yaptığımız, kaliteli zaman geçirdiğimiz bir aktivite oluyor hem de umuyorum ki Demir ilerde de devam edecek, tiyatroya gitmek gibi güzel bir alışkanlık kazanmış oluyor. Ayrıca, tiyatronun çocuğun sosyal gelişimine katkıları da yadsınamaz, konuyla ilgili şöyle bir yazı var okumak isterseniz: Çocuk Gelişimde Tiyatronun Yeri.
Bundan sonra gideceğimiz oyun Tiyatro Mie'nin bir oyunu: Bremen Mızıkacıları. 22 şubattan sonra bu oyun ile ilgili yorumlarımı da yazacağım. Müzikal bir oyun olduğu için Demir'in çok keyif alacağını düşünüyorum, umarım öyle olur.
Tiyatro Mie, cok methini duyduğum bir tiyatro topluluğu. Farklı sahnelerde oynuyorlar, mybilet ten ve kendi sayfalarından takip edebilirsiniz. Ve en güzel haber, +2 ye hitap eden birçok oyunları var.
Şehir tiyartolarının avantajı, tabi ki bilet ücretlerinin çok daha makul olması ve hem Anadolu hem Avrupa yakasında sahne seçenekleri olması, ama değişkenlik gösterdiğinden sıkı takip etmek gerekiyor, hangi oyun, ne zaman, hangi sahnede...

Benim önümüzdeki aylar ve muhtemelen yıl için belirlediğim oyunlar:
Şehir Tiyatrolarından Uğurböceği, Boya Benek oyunları ile; Tiyatro Mie'nin Küçük Balık Bambam, Kırmızı Başlıklı Kız, Heidi, ve Parmak Çocuk.

Yazıyı bitirmeden önce Ataşehir belediyesinin konuyla ilgili bir etkinliğinden de bahsedeceğim: 4.Çocuk Tiyatroları Festivali. Malum sömestre tatilindeyiz, bu tatilde çocuklar bol bol tiyatroya gitsin! Linkteki programı inceleyip, ücretsiz biletlerinizi Novada alışveriş merkezinden alabilirsiniz. Malesef biz bu sene festivalden yararlanamıyoruz çünkü tüm oyunlar daha büyük yaş grupları için, ama seneye acısını çıkarırız diye umuyorum :)
Herkese bol tiyatrolu günler dilerim.